Biyokimya.vet ekibinden Dr. öğrencisi Veteriner Hekim Sevgi Gençosman “Araştırmada ve Tıbbi Uygulamada Kullanılan Moleküler Laboratuvar Teknikleri” kursuna katıldı.

Son yıllarda hücre düzeyinde araştırmaların gerçekleştirilebilmesi, birçok hastalığın moleküler mekanizmasını ortaya çıkarma, anlama ve tedavi yöntemlerinin geliştirilebilmesine moleküler tekniklerin kullanımı önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısı ile biyokimya alanında ihtisas yapan herkesin bu teknikleri öğrenmesi gereklidir.

Türk Biyokimya Derneği (TBD) ile Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı’nın ortak çalışmalarıyla bu yıl TBD Akademi altında ilki düzenlenen “Araştırmada ve Tıbbi Uygulamada Kullanılan Moleküler Laboratuvar Teknikleri: Uygulamalı Eğitim Kursu” başlıklı eğitim 10-14 Eylül 2018 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Sepici Dinçel’in ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Lisansüstü düzeyi kapsayan bu kursa Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı araştırma görevlisi ve Biyokimya.Vet ekip üyesi olan Veteriner Hekim Sevgi Gençosman’da katılarak moleküler teknikler alanında bilgi ve beceri kazanmak adına önemli bir adım attı.

Kursun genel kapsamı temel moleküler teknikler olup bunlar arasında DNA/RNA izolasyonu, elektoforez tekniği ve kullanım alanları, PCR kullanım alanları ve uygulaması, Western Blot tekniği, primer ve prop tasarımı ile veri analizleri hakkında eğitim gerçekleştirilmiştir. Bu teknikler hem teorik hem de uygulamaları olarak anlatılmıştır.

Eğitim kursu sonunda temel moleküler teknikler ve kullanım alanları hakkında bir bakış açısı kazanan Sevgi Gençosman hem YDÜ Veteriner Fakültesi’ni hem de Biyokimya.Vet’i Ankara’da bu beş günlük süreçte temsil etmiş ve eksiksiz katılımıyla eğitim sonunda sertifika almaya hak kazanmıştır.

Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı’nın ev sahipliği yaptığı II. Uluslararası ve XVI. Ulusal Veteriner Cerrahi Kongresi gerçekleştirildi.

2018 Veteriner Cerrahi Kongresi

20-23 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen kongre kapsamında küçük hayvan, büyük hayvan, at ve egzotik hayvan cerrahisi alanında çağrılı ve sözlü bildiriler ile poster oturumları gerçekleştirildi.

Başta Türkiye Cumhuriyeti olmak diğer ülkelerden de çok sayıda katılımcının ilgi gösterdiği kongre süresince birçok araştırma sonucu, yenilikçi uygulamalar ve yaklaşımlar paylaşılarak tartışıldı.

Biyokimya.Vet editörü ve YDÜ Veteriner Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan SAYINER’ inde araştırıcı olarak yer aldığı “Bir köpekte limbal kök hücre yetmezliği tanısında korneal impresyon sitolojisi” isimli çalışma Cerrahi Anabilim Dalı araştırma görevlisi Veteriner Hekim Süleyman ÖZDEMİR tarafından sözlü bildiri; “İki köpekte Cushing hastalığına bağlı korneal lipidozis” isimli çalışma ise Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Veteriner Hekim Çağrı GÜLTEKİN tarafından poster bildirisi şeklinde sunulmuştur.

Kongreye ait diğer bilgilere http://www.veterinercerrahi2018.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

22. ESDAR Konferansı İspanya’da düzenlendi.

Yirmi ikincisi düzenlenen ESDAR (European Society for Domestic Animal Reproduction) konferansı bu sene 27-29 Eylül 2018 tarihleri arasında İspanya’da University of Cordoba’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Klinik yaklaşımlar, biyoteknolojik gelişmeler ve reprodüksiyon fizyolojisi alanında eğitim ve araştırmayı teşvik etmek amacıyla faaliyet gösteren ESDAR 1996 yılında kurulmuştur. Kurulduğu yıldan itibaren her sene farklı ülkelerde konferanslar düzenleyerek bilimsel bilginin paylaşılması ve tartışılması sağlanmaktadır. Konferans ayrıca Web of Science tarafından yayınlanan Conference Proceedings Citation Index’de taranması ile ayrıca önemli bir yere sahiptir.

Biyokimya.Vet editörü ve YDÜ Veteriner Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan SAYINER’ inde araştırıcı olarak yer aldığı ve YDÜ Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Selim Aslan, Yrd. Doç. Dr. Osman Ergene ve Yrd. Doç. Dr. İsfendiyar Darbaz ile birlikte çalıştıkları bir projeden hazırlanan “Accuracy Of Pregnancy Specific Blood or Milk Tests For Late Embryonic Mortality Diagnosis in Dairy Cattle” isimli bildiri poster sunumu şeklinde Yrd. Doç. Dr. İsfendiyar DARBAZ tarafından konferansta sunulmuştur. Çalışma ile süt ineklerinde embriyonik ölümlerin süt ve serumda ölçülebilen gebelik spesifik proteinler ile teşhisi konusu irdelenmiş ve elde edilen bulgular aktarılarak tartışılmıştır.

Kongreye ait diğer bilgilere http://www.esdar.org/esdar-conference-2018/announcement-2018-gb-1.html adresinden erişebiliriz.

Köpeklerde karaciğer hastalıklarının laboratuvar tanısında yeni bir belirteç: miR-122

miR-122

Karaciğer hastalıkları, köpeklerde yaygın olarak görülmektedir ve önemli bir mortalite nedenidir. Bu nedenle teşhis ve özellikle erken teşhis oldukça önemlidir.

Günümüzde karaciğer hastalıklarının tanısı amacıyla laboratuvar testlerinden yardım alınmaktadır. Ancak bu testlerin birçoğunun duyarlılığı ve spesifitesinin yüksek olmadığı da bilinmektedir. Bu durum sonuçlar ve şüpheli klinik vaka arasında ilişki kurulmasını zorlaştırılmaktadır. Dolayısı ile araştırıcıların daha duyarlı ve spesifik yeni bir belirteç arayışları devam etmektedir. İşte bunlardan biri de son zamanlarda dikkati çeken mikroRNA-122 (miR-122)’ dir.

MikroRNAlar 18-28 nükleotidden oluşan, protein kodlamayan küçük RNA molekülleridir. Kan dolaşımda bulunan çeşitli tipleri vardır ve bunlar organ spesifitesi göstermektedir. İnsanlarda 940 tipi tanımlanmıştır. Protein ekspresyonunda düzenleyici rolleri olduğu bilinmektedir. Miktar ölçümleri PCR tekniği ile yapılabilmektedir. Özellikle miR-122 tipi hepatositlerde yüksek oranda bulunmaktadır ve toplam mikroRNA’ların %70’ini oluşturmaktadır 1. Dolayısı ile karaciğer spesifik olarak kabul edilmektedir ve ilk kez doku spesifik olarak tanımlanan miRNA’dır 2.

Primat ve deney hayvanlarında yapılan çeşitli çalışmalar olmasına rağmen köpeklerde kısıtlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bunlardan dikkati çeken biri de Oosthuyzen ve ark.nın (2018) yaptığı çalışmadır 3. Çalışmada sağlıklı, karaciğer hastalığı ve karaciğer dışı hastalığı olan köpeklerin serum örneklerinden miR-122 konsantrasyonları ve rutinde altın parametre olarak kullanılan ALT enzim aktiviteleri ölçülerek karşılaştırma yapıldı. Araştırıcılar elde ettikleri bulguları değerlendirdiğinde sağlıklı köpekler ile karaciğer-dışı hastalığı olan köpekler arasında anlamlı bir fark bulmadı. Bunun yanında karaciğer hastalığı olan köpeklerde ise miR-122 ve ALT seviyelerinin daha yüksek olduğu, paralellik gösterdiği ve karaciğer hastalığının yüksek doğrulukla tanımlanabildiğini tespit ettiler. Ayrıca, sağlıklı köpekler için kan dolaşımındaki miR-122 için referans aralığını da belirlediler.

Çalışma sonucunda, miR-122’nin köpeklerde karaciğer hastalığı için potansiyel bir tarama aracı olarak kullanılabileceği ve spesifik tanıda umut verici bir adım olduğu belirtildi. Ayrıca MiR-122’nin, ALT enzim aktivitesinin referans aralıklarında olduğu zaman karaciğer hastalığını doğru bir şekilde tespit edip edemeyeceğinin kesin olarak belirlenmesi gerekliliği ve daha fazla yapılacak çalışmalar ile karaciğer hastalığı şüphesi olan köpeklerin tanısal değerlendirme ve tedavi yolunda değerli bir araç olabileceği vurgulandı.

Kaynaklar
1-Tanase CP, Ogrezeanu I, Badiu C. MicroRNAs. Mol Pathol Pituit Adenomas. 2012:91-96. doi:10.1016/B978-0-12-415830-6.00008-1
2-Jopling CL. Liver-specific microRNA-122. RNA Biol. 2012;9(2):137-142. doi:10.4161/rna.18827
3-Oosthuyzen W, Ten Berg PWL, Francis B, et al. Sensitivity and specificity of microRNA-122 for liver disease in dogs. J Vet Intern Med. 2018;(May):1-8. doi:10.1111/jvim.15250

Karbonhidratların en küçük yapı birimleri: Monosakkaritler

Karbonhidratların en küçük yapı birimleri olan monosakkaritler, polihidroksi alkollerin aldehit veya ketonlu türevleridirler.  Hidrolize edildiklerinde daha basit moleküllere ayrılmaları mümkün değildir.

Monosakkaritler basit şekerler veya monozlar olarak da bilinirler. Karbonhidratların en küçük yapı birimleridirler. Zincir veya halkalı yapıya sahip olup, latince olarak isimlendirirken adlarının sonuna «–oz» soneki getirilir. Yapılarında bir adet aldehit veya keton fonksiyonel grubu vardır. Aldehit grubu içeren monosakkaritlere Aldoz, keton grubu içerenlere Ketoz ismi verilir. Monosakkaritler içerdikleri karbon atomu sayısına göre de isimlendirilirler. Örneğin 3 C atomu içeriyorsa trioz adını alır.

Doğada ve organizmada en yaygın olarak bulunan monosakkaritler 3, 5 ve 6 karbonlulardır. 4 ve 7 karbonlu olanlar ise ara metabolizmada sentez edilir, seyrek rastlanır.

Monosakkaritlerin Sınıflandırılması

Monosakkaritler içerdikleri karbon atomu sayısı ve Aldehit veya Keton grubu içermelerine göre sınıflandırılır. Bunun yanında yüksek yapılı organizmalarda D-izomerleri biyolojik açıdan yararlanılabilir formlarıdır.

C sayısıD-AldozlarD-Ketozlar
C3 TriozlarGliseraldehitDihidroksiaseton
En basit yapılı aldozdur. Karbonhidrat metabolizmasında ara metabolittir.En basit yapılı ketozdur. Karbonhidrat metabolizmasında ara metabolittir. Deri bronzlaştırıcılarda da kullanılır.
C4 TetrozlarEritrozEritruloz
HMS yolağı ara metabolitidir.Cild bronzlaştırıcı kozmetik ürünlerde kullanılır. Aminoasitler ile tepkimeye girer. Keratinin kararmasına neden olur.
Treoz
Doğada bulunur.
C5 PentozlarRibozRibuloz
HMS yolağı ara metabolitidir. Nükleotidlerin sentezi için gereklidir.HMS yolağı ara metabolitidir.
KsilozKsiluloz
İlk olarak ağaçdan izole edildi. Odun şekeri olarak da bilinir. Yenilebilir birçok bitkinin tohumunda bulunur. Tatlandırıcı ksilitol, ksilozun şeker alkolüdür ve üronik asit geçidinde yer alır. Heparan sülfat ve kondroitin sülfat sentez yolağında yer alır.HMS yolağı ara metabolitidir.
Arabinoz
Doğada diğer monosakkaritlerin aksine daha çok L-izomeri bulunur. Hemiselüloz ve pektinin yapısında bulunur.
Liksoz
Doğada nadiren bulunur. Ör. bakteriyel glikolipidlerin yapısında.
C6 HeksozlarGlikozFruktoz
Temel enerji kaynağıdır. Karbonhidrat metabolizması bileşenidir.Sakkaroz yapısında glikoz ile birlikte bulunur. Glukoz ve galaktoz ile birlikte gıdalarla alınan temel monosakkaritlerden biridir. Karbonhidrat metabolizması bileşenidir.
MannozPsikoz
Karbonhidrat metabolizması bileşenidir. Bazı proteinlerin glikozilasyonunda rol alır.Doğada az bulunur. İçecekler, yoğurt, dondurma ve fırınlanmış ürünlerde düşük kalorili tatlandırıcı olarak kullanılır.
GalaktozSorboz
Enerji üretimi için kullanılır. Süt şekeri yapısında katılır. Membran lipidlerinin yapısına katılır.Tatlılığı sakkaroza eşdeğerdir. Ticari askorbik asit üretiminde kullanılır.
AllozTagatoz
Afrika çalısı Protea rubropilosa’nın yapraklarında 6-O-sinnamil glikozit olarak ortaya çıkan nadir bir monosakkarittir.Süt ürünleri, meyveler ve kakaoda doğal olarak bulunan bir tatlandırıcıdır ve gıda endüstrisinde kullanılır.
Altroz
Doğal olmayan bir monosakkarittir.
Guloz
Doğada nadirdir.
İdoz
Üronik asidi olan idüronik asit önemlidir. Heteropolisakkaritlerin yapısında bulunur (kondroitin sülfat).
Taloz
Doğal olmayan bir monosakkarittir.
C7 HeptozlarSedoheptuloz
Doğada bulunan birkaç heptozdan biridir. Çeşitli meyve ve sebzelerde bulunur. Örneğin havuç, kayısı, elme ve domates. Yapılan çalışmalarda pro-inflamatuvar belirtiçleri azalttığı gösterilmiştir. Ayrıca HMS yolağı ara metabolitidir.
Mannoheptulose
Doğada kabayonca, avokado ve çuhaçiçeğinde bulunur.

Prag, Çek Cumhuriyeti’nde düzenlenen 43. FEBS kongresindeydik.

2018febs

Bu yıl Prag, Çekya’ da 7-12 Temmuz 2018 tarihleri arasında “Biyokimya Forever” sloganı ile 43. sü düzenlenen FEBS (The Federation of European Biochemical Societies) kongresinde iki adet çalışma ile yer aldık ve Yakın Doğu Üniversitesini temsil ettik.

Dünyanın bir çok farklı ülkesinden katılımcının yer aldığı kongrede biyokimya bilimine gönül vermiş çok sayıda saygın bilim insanı ile bir arada olma şansını yakaladık. Toplam 5 gün süren kongrede aynı anda 5 farklı salonda oturumlar gerçekleştirildi. Bunun yanında 1500’e yakın poster ile çeşitli araştırmalar paylaşıldı. Bir çok yeni bilgilerin paylaşıldığı kongrenin açılış oturumunu 2013 Nobel Tıp Ödülü sahibi James Edward Rothman “Recent studies of the mechanism of Neurotransmitter release” isimli sunumu gerçekleştirdi. Kongrede ayrıca Sir Hans Krebs adına düzenlenmiş özel oturumda akıllarda yer edindi. Hollandalı bilim adamı Albert Heck kütle spektrometri ve proteomik çalışmaları hakkında önemli bilgiler aktardı.

Yakın Doğu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ile birlikte gerçekleşterdiğimiz “Protective effect of alpha lipoic acid on apical periodontitis­induced cardiac injury” ve YDÜ Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı ile birlikte gerçekleştirdiğimiz “Monitoring of changes in serum antioxidative system parameters in different gestation periods of cows” başlıklı çalışmalarımızı sırası ile Salı ve Çarşamba günleri 12:30-14:00 saatleri arasında araştırmacılar için ayrılan poster seanslarında sunduk. Çalışma özetlerimiz ayrıca FEBS OpenBio’nun çevrimiçi ekinde yayınlandı. Bunun yanında FEBS OpenBio ekinde yer alan özetler, Web of Science tarafından yayınlanan Conference Proceedings Citation Index’de yakın zamanda taranmaya başlayacaktır.

Kongre dışı zamanlarda da Prag şehrini gezerek keşfetmeye çalıştık. Sizler için seçtiğimiz resimleri görmek istiyorsanız tıklayınız.

The Team

Total kalsiyum (tCa), İyonize kalsiyum (iCa), Düzeltilmiş total kalsiyum (ctCa): Hangisi?

Kalsiyum (Ca), hem hayvan hem insan metabolizmasında çok büyük önemi olan makro elementlerden biridir.

Total kalsiyum (tCa) metabolizmasının düzenlenmesinde başlıca doku düzeyinde deri, karaciğer, böbrekler, kemikler ve bağırsaklar; molekül düzeyinde Paratiroit Hormon (PTH), Kalsitonin (CT) ve vitamin D görev alır. Kalsiyum iskelet sisteminin yapısal bileşeni olup organizmada farklı ve çeşitli görevleri vardır. Bunlar arasında kasların kontraksiyonu, kanın koagülasyonu, enzim aktivitesi, sinirsel uyarımlar, hormon salınımı, ikincil mesajcı ve membran permeabilitesi yer alır 1.

Vücuttaki hücre dışı sıvının kalsiyum iyon konsantrasyonu hayati önem taşımakta ve her zaman bir denge halinde tutulmaktadır. Bu dengenin sağlamasında birincil olarak Paratiroit hormon (PTH), Kalsitonin (CT) ve Vitamin D katkıda görev alır. Bunların dışında adrenal kortikosteroidler, östrojenler, tiroksin, somatotropin ve glukagon gibi diğer hormonlar da katkıda bulunmaktadır 1.

Plazma veya serumdaki kalsiyum 3 fraksiyona ayrılır 1,2. Bunlar:

  1. İyonize veya serbest kalsiyum (iCa veya Ca++) (≈%56)
  2. Proteinlere bağlı kalsiyum (çoğunlukla albümin) (≈%34)
  3. Kompleks veya şelat kalsiyum (küçük moleküler ağırlıklı çeşitli anyonlara bağlı taşınanlar-fosfat, bikarbonat, sitrat, laktat) (≈%10)

iCa ve kompleksleştirilmiş kalsiyum, kalsiyumun dağılabilir fraksiyonunu oluşturur. Bu kısım, biyolojik membranlardan geçtiği için ultrafiltratlanabilir kalsiyum olarak da adlandırılabilir. iCa, serum kalsiyumun fizyolojik olarak en aktif fraksiyonudur. iCa, kemik homeostazında, sinir iletimlerinde, kanın pıhtılaşmasında, Vitamin D ve PTH salgılanmasında, metabolik ve sindirim enzimlerinin aktifleştirilmesinde ve demirin etkin kullanımı gibi fonksiyonlardan sorumludur aynı zamanda patolojik durumların hassas belirtecidir 1,2.

Protein-bağlı kalsiyumun yaklaşık %90’ı albüminle bağlantılıdır ve geri kalan %10’u çeşitli globülinlere bağlıdır. Kalsiyumun yaklaşık yarısı proteinlere bağlı olduğundan tCa’un değerlendirilmesi serum albümin ve total protein değerlerine bağlıdır (Şekil 1) 3,4.

Ca, kalsiyum, iyonize kalsiyum

Şekil 1. iCa normalde çok dar bir aralıkta kalırken, tCa konsantrasyonu bağlı veya kompleks olan kalsiyumdan etkilenir. Diğer bir ifade ile tCa konsantrasyonu, proteinlere bağlı Ca veya kompleks Ca fraksiyonlarındaki değişime bağlı olarak farklılık gösterebilir 3.

Geleneksel olarak, bir hayvanın kalsiyum durumunun değerlendirilmesi, tCa konsantrasyonunun değerlendirilmesine dayanmaktadır. tCa konsantrasyonunun, kalsiyum durumunun belirlenmesi için biyolojik olarak aktif fraksiyon ve altın standardı olan iCa ile doğru orantılı olduğu varsayılmaktadır. Buna rağmen bu varsayımın çeşitli klinik durumlarda geçerliliği yoktur. iCa ölçümünün mümkün olmadığı durumlarda özellikle hipoalbüminemi veya hipoproteinemisi olan hastalarda, diyagnostik yorumu iyileştirmek adına tCa’nın albümin veya total protein konsantrasyonuna göre düzeltilebileceği veya ayarlanabileceği öne sürülmüktedir. Ayrıca pH’daki değişiklikler, albümine bağlı olan kalsiyum fraksiyonunu değiştirir; bu nedenle, iCa konsantrasyonu, tCa’da değişim olmadan da değişebilir. İşte bu düzeltilen veya ayarlanabilen tCa’ya düzeltilmiş kalsiyum (ctCa) denir. Özellikle plazma albümin konsantrasyonun değiştiği durumlarda ctCa’nın değerlendirilmesi önerilir. Bugüne kadar, iCa ve ctCa konsantrasyonlarını belirlemek için çeşitli denklemler önerilmektedir (Tablo 1) 1,5,6.

Tablo 1. Albümin ve total protein konsantrasyonu üzerinden iCa ve ctCa hesaplanmasında kullanılan çeşitli denklemler.

tCa, albümin ve total proteinin konsantrasyon ölçümü in-house ve laboratuvar tipi analitik cihazlar ile kolaylıkla yapılabilmektedir. Genellikle bu tip cihazlarda sırası ile Arsenazo III, Bromkresol yeşili ve Biüret yöntemleri kullanılır.

epoc

iCa konsantrasyonun ölçümü ise ion-seçici elektrodları (ISE) olan cihazlar ile yapılmaktadır. Bu tip cihazlar mobil veya bench tipi POC (point-of-care) cihazlar (Şekil 2) olabileceği gibi otomatik biyokimya analizörlerinin bir bileşenide olabilir. Mobil tipi cihazlar kliniklerde sıklıkla tercih edilmektedir ve genellikle yüksek maliyetli olup elde edilen sonuçların referans laboratuvar sonuçları ile karşılaştırılması önerilmektedir; şüpheli durumlarda veya zaman zaman kalite kontrol amaçlı bu işlem önerilmektedir 2.

iCa konsantrasyonu ölçüleceği zaman örneğin toplanması ve işlenmesi azami dikkat ve titizlikle yapılmalıdır. Örnekler anaerobik ortamda toplanmalı (karbondioksit kaybını en aza indirgemek için), soğuk zincirde taşınmalı ve birkaç saat içinde işlenmelidir (laktat üretimini en aza indirgemek için). tCa konsantrasyonu ölçümleri, nispeten ucuz, kolaylıkla temin edilebilir ve örnek taşıma değişkenlerine karşı daha dayanıklıdır. Bu sebeplerle günümüzde sıklıkla total kalsiyumun ölçümü yapılmakta ve değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak, vücut Ca dengesinin izlenmesinde her üç parametreninde kullanılabileceği bildirilmektedir. Bu noktadaki en önemli husus her bir parametrenin ne olduğunu, değişkenlerini ve yanıltıcı olabilecek hususları anlamaktadır. Özellikle hipoalbuminemik vakalarda Ca durumunun bir göstergesi olarak tCa’nın kullanılması hipokalseminin fazla tahmin edilmesine ve normokalseminin göz ardı edilmesine; ctCa kullanılması normokalseminin fazla tahmin edilmesine ve hipokalseminin göz ardı edilmesine neden olabilir. Bu nedenle hipoalbüminemik vakalarda Ca homeostazisi, tCa veya ctCa yerine iCa konsantrasyonları ile değerlendirilmesi önerilmektedir. Böylece gerçek bir hipokalseminin olup olmadığı belirlenebilir.

Yazıyı PDF formatında indirmek için tıklayınız.


Kaynaklar

1-Caprita R, Caprita A, Cretescu I. Estimation of Ionized Calcium and Corrected Total Calcium Concentration Based on Serum Albumin Level. Anim Sci Biotechnol. 2013;46(1):180-184.
2-Danner J, Ridgway MD, Rubin SI, Le Boedec K. Development of a Multivariate Predictive Model to Estimate Ionized Calcium Concentration from Serum Biochemical Profile Results in Dogs. J Vet Intern Med. 2017;31(5):1392-1402. doi: https://doi.org/10.1111/jvim.14800
3-Bohn AA. Veterinary Hematology and Clinical Biochemistry. 2nd ed. (Thrall MA, Weiser G, Allison R, Campbell T, eds.). NJ, US: Wiley-Blackwell, John Wiley & Sons; 2012.
4-Payne RB, Carver ME, Morgan DB. Interpretation of serum total calcium: effects of adjustment of albumin concentration on frequency of abnormal values and on detection of change in the individual. J Clin Pathol. 1979;32(1):56-60. doi: https//doi.org/10.1136/jcp.32.1.56
5-Sharp CR, Kerl ME, Mann FA. A comparison of total calcium, corrected calcium, and ionized calcium concentrations as indicators of calcium homeostasis among hypoalbuminemic dogs requiring intensive care: Original study. J Vet Emerg Crit Care. 2009;19(6):571-578. doi: https//doi.org/10.1111/j.1476-4431.2009.00485.x
6-Toffaletti JG. September 2011 Clinical Laboratory News : Calcium. 2011;37(9):6-10.