Köpeklerde Leishmaniasis başlıklı seminerinde meslektaşlarımızla buluştuk…

Leishmaniasis Cyprus

Doç. Dr. Serkan Sayıner One Health Cyprus tarafından 26 Şubat 2022 tarihinde organize edilen “Köpeklerde Leishmaniasis” konulu seminerde davetli konuşmacı olarak yer aldı.

Kıbrıs adasının her iki tarafında hayvan sağlığı hizmetlerini yürüten veteriner hekimleri buluşturan “Köpeklerde Leishmaniasis” konulu seminer Dayanışma Evi’nde gerçekleştirildi. Seminer ile adadaki köpek popülasyonu etkileyen ve halk sağlığı açısından da önemli olan konu hakkında güncel bilgi ve deneyimler paylaşıldı.

serkan sayıner doç

Adanın güney ve kuzeyinde görev yapan 60’ın üzerinde veteriner hekimin katılım gösterdiği seminerde Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nden Doç. Dr. Serkan Sayıner “Canine Leishmaniosis: Laboratory Markers in Diagnosis and Monitoring” başlıklı sunumu ile hastalığın fizyopatolojisi ve bunun iz düşümü olarak gerek tanı gerekse hastalığın ve tedavinin izlenmesinde kullanılan belirteçler ve değerlendirilmeleri hakkında bilgi aktardı. Seminerde ayrıca Napoli Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden Prof. Dr. Gaetano Oliva, ve Güney Kıbrıs Veteriner Hizmetlerinden Dr. Vasiliki Christodoulou hastalığın bulaşama yolları, epidemiyolojisi, tanı, korunma ve aşı etkinliği gibi konular hakkında güncel bilgileri aktardı. Bunun yanında birlikte çalışabilme imkânlarının tartışıldığı seminerde hastalığın adadaki yayılımı ile ilgili veri paylaşımı yapıldı.

Çok keyifli ve faydalı geçtiğini düşündüğüm bu etkinliğe beni davet eden One Health Cyprus organizasyonuna teşekkür ederim.

Lisans öğrencimiz ile yeni bir makale: Current Knowledge on Tumour Markers in Veterinary Oncology

tumor_markers

YDÜ Veteriner Fakültesi İngilizce bölümü öğrencilerimizden Gamze Bilgili ile birlikte yazdığımız “Current Knowledge on Tumour Markers in Veterinary Oncology” başlıklı derleme niteliğindeki makalemiz “AS Veterinary Sciences (ISSN: 2582-3183)” isimli dergide yayınlandı. 


Bilgili G, Alpay M, Ceylanli D, Gençosman S, Gültekin Ç, Şehirli AÖ, Sayiner S. (2022). Current Knowledge on Tumour Markers in Veterinary Oncology. Acta Scientific Veterinary Sciences, 4(2): 37-45. DOI: 10.31080/ASVS.2022.04.0306


Makalemiz ile veteriner onkolojide gerek tanı gerekse hastaların izlenmesi amacıyla değerlendirilen ve çalışmalara konu olan tümör belirteçlerin derlenmesi ve sunulması amaçlanmıştır.

Tümör belirteçleri, kanser hücreleri veya organizma tarafından tümöre yanıt olarak oluşturulan maddelerdir. Bu moleküller kanda, idrarda, dokularda ve vücut sıvılarında bulunur ve öncelikle kan seviyeleri incelenir. Tümör belirteçleri özellikle tanıya yardımcı olmak, hastalığın gidişatını değerlendirmek ve tedavinin izlenmesi açısından önemlidir.

Tümör belirteçleri hem veteriner onkoloji hem de insan tıbbı için heyecan verici bir çalışma alanıdır. Makalemizin faydalı olmasını umarız. Keyifli okumalar.

Makaleye erişmek için tıklayınız.

Köpek ve kedilerde potansiyel Lenfoma belirteci: Timidin kinaz aktivitesi

Köpeklerde non-Hodgkins Lenfoma (NHL) veya Malignant Lenfoma’nın (ML) görülme oranının 100.000’de 24’den fazla olduğu bildirilmektedir. Köpeklerde ML hastalığının tanı ve tedavisindeki gelişmeler sadece hayvanların yaşam kalitesini artırmamakta ayrıca veteriner karşılaştırmalı onkolojide daha iyi modellemelerin yapılmasını mümkün kılmaktadır.

Timidin kinaz (TK), pirimidin sentezi sırasında önemli bir rol oynayan hücre içi enzimdir. TK aktivitesi özellikle hücre bölünmesi sırasında G1-S aşamasında belirgin şekilde artar, G2 aşamasında hızla düşer. Bu nedenle hücre dışı yüksek TK aktivitesi yüksek oranda DNA sentezini ve hücre bölünmesi aşamasıda ölen hücreleri yansıtmaktadır. Hematopoetik sistem maligniteleri yüksek oranda hücre proliferasyonu ile karakterizedir. Veteriner alanında yapılan çalışmalar ile serum Timidin kinaz aktivitesinin lösemi, multiple myeloma ve malignant lenfomanın tanı, prognozu ve tedavi etkinliğinin izlenmesinde önemli belirteç olduğu gösterilmiştir.

TK Aktivitesi yıllardır beşeri onkolojide hematopoetik tümörlerin tanı, prognoz ve tedavi takibinde kullanılmakta olup veteriner alanıdaki ilk çalışma Tokyo Üniversitesi, Tarım Fakültesi, Veteriner İç Hastalıkları bölümünden Nakamura ve ark. tarafından 1997’de Lenfoma, lösemi, non-hematopoetik tümörlü (meme tümörü, mastositoma, anal kese tümörü, malignant histiyositozis) ve sağlıklı köpeklerde yapılmıştır. Analiz sonrası Lenfoma ve Lösemili köpeklerde TK Aktivitesinin sağlıklı köpeklere göre belirgin şekilde arttığı; non-hematopoetik tümörlü köpeklerde ise sağlıklı köpekler ile aynı düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Yine aynı çalışmada tedavi öncesi, klinik belirtilerin yok olduğu aşama ve nüks aşamasında gerçekleştirilen analizlerde TK Aktivitesinin tedavinin izlenmesinde önemli olduğu belirlenmiştir.

timidin kinaz, köpek, lenfoma

İsveç Tarım Bilimleri Üniversitesi; Veteriner Hekimliği ve Hayvan Bilimleri Fakültesi, Klinik Bilimleri Bölümü, Klinik Karşılaştırmalı Onkoloji Merkezinden Prof. Dr. Hendrik von EULER ve arkadaşlarının 1999-2003 yılları arasında ML teşhisi konmuş köpeklerde yapmış oldukları bir başka çalışmada ise TK Aktivitesinin ML hastalığının tanısında ve özellikle prognozunun belirlenmesinde ve kemoterapi gören köpeklerde klinik hastalığın nüks olmadan önce tahmin edilebilmesinde güçlü bir belirteç olarak kullanılabileceğini bildirilmiştir. Serum TK Aktivitesinin ML hastalıklı köpeklerde sağlıklı köpeklere göre 2 ile 180 kat arasında daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Tedaviye yanıt veren ve kanser belirtileri ortadan kalkan (complete remission) köpeklerde ise TK aktivitesinin normal değerlere düştüğü, nüks öncesi ise TK Aktivitesinin yeniden arttığı tespit edilmiştir. Aynı çalışmada TK aktivitesinin hastalığın klinik evreleri ile korelasyon içinde olduğu belirlenmiştir.

Köpeklerde yapılan çalışmalarla birlikte son yıllarda benzer çalışmalar kedilerde yapılmaya başlanmıştır. Kediler üzerindeki ilk çalışma 2012 yılında yayınlanan ve aynı zamanda partner laboratuvarımız olan Dechra Speacialist Laboratories’inde yer aldığı İngiltere ve İsveç’deki toplam 171 kediden yapılmıştır. Çalışmada yer alan kedilerin 49’u sağlıklı, 33’ü lenfomalı, 55’i inflamasyonlu hastalıklı ve 34’ü non-hematopoetik neoplaziliydi. Çalışma sonunda lenfomalı kedilerde serum TK aktivitesinin diğerlerine göre belirgin düzeyde yüksek olduğu tespit edilmiş, yüksek TK aktivitesinin lenfoma tanısını güçlendireceği bildirilmiştir.

Son çalışmalarla birlikte Timidin kinaz aktivitesi;

    • Diğer klinik ve laboratuvar bulguları ile birlikte lenfoma ve lösemi tanısında,
    • Prognozun değerlendirilmesinde,
    • Tedavi öncesi, sırasında ve sonrasında yapılan analizler ile kemoterapötik başarının değerlendirilmesinde,
    • Kemoterapinin izlenmesi ve nüks vakaların şekillenmeden önceki aşamasında belirlenmesinde,
    • Kemoterapi tedavisi alan hastalarda klinik olarak kötüye gidişin ayırt edilmesinde başarı ile kullanılmaktadır.

Kaynaklar

  • Boyé, P. et al. (2019) ‘Evaluation of serum thymidine kinase 1 activity as a biomarker for treatment  effectiveness and prediction of relapse in dogs with non-Hodgkin lymphoma.’, Journal of veterinary internal medicine, 33(4), pp. 1728–1739. doi: https://doi.org/10.1111/jvim.15513.
  • Bryan, J. N. (2016) ‘The Current State of Clinical Application of Serum Biomarkers for Canine Lymphoma.’, Frontiers in veterinary science, 3, p. 87. doi: https://doi.org/10.3389/fvets.2016.00087.
  • von Euler, H. et al. (2004) ‘Serum thymidine kinase activity in dogs with malignant lymphoma: a potent marker for  prognosis and monitoring the disease.’, Journal of veterinary internal medicine. United States, 18(5), pp. 696–702. doi: https://doi.org/10.1892/0891-6640(2004)18<696:stkaid>2.0.co;2.
  • Jagarlamudi, K. K. et al. (2015) ‘A New Sandwich ELISA for Quantification of Thymidine Kinase 1 Protein Levels in Sera  from Dogs with Different Malignancies Can Aid in Disease Management.’, PloS one, 10(9), p. e0137871. doi: https://doi.org/10.1371/journal.pone.0137871.
  • Kayar, A. et al. (2018) ‘Clinical features, haematologic parameters, blood serum biochemistry results and thymidine kinase activity of dogs affected by malignant lymphoma in Turkey’, Japanese Journal of Veterinary Research, 66(4), pp. 227–238. doi: https://doi.org/10.14943/jjvr.66.4.227.
  • Larsdotter, S., Nostell, K. and von Euler, H. (2015) ‘Serum thymidine kinase activity in clinically healthy and diseased horses: a  potential marker for lymphoma.’, Veterinary journal (London, England : 1997). England, 205(2), pp. 313–316. doi: https://doi.org/10.1016/j.tvjl.2015.01.019.
  • Nakamura, N. et al. (1997) ‘Plasma thymidine kinase activity in dogs with lymphoma and leukemia.’, The Journal of veterinary medical science. Japan, 59(10), pp. 957–960. doi: https://doi.org/10.1292/jvms.59.957.
  • Selting, K. A. et al. (2016) ‘Thymidine Kinase Type 1 and C-Reactive Protein Concentrations in Dogs with  Spontaneously Occurring Cancer.’, Journal of veterinary internal medicine, 30(4), pp. 1159–1166. doi: https://doi.org/10.1111/jvim.13954.
  • Taylor, S. S. et al. (2013) ‘Serum thymidine kinase activity in clinically healthy and diseased cats: a potential  biomarker for lymphoma.’, Journal of feline medicine and surgery. England, 15(2), pp. 142–147. doi: https://doi.org/10.1177/1098612X12463928.

Veteriner Hekimliği Eğitimi ve Araştırmada Biyokimyanın Yeri

Biyokimya, hayvanlar ve bitkiler aleminin buluştuğu birkaç temel bilimden biridir. Öyle ki veteriner biyokimya ile diğer disiplinlerde görülen biyokimya arasında yakinen ilişki vardır (Şekil 1).

Veteriner hekimliği eğitimi ve araştırma alanında biyokimya ilmi olmadan hayvanların metabolizmasını anlamak, doku-organ fonksiyonlarının sağlık ve hastalıktaki durumu ile değişimlerini incelemek mümkün değildir. Dolayısı ile biyokimyanın veteriner eğitimindeki önemi ve yeri iyi bir şekilde anlaşılmalıdır. Ne yazık ki birçok öğrenci biyokimya dersini aldığı dönemlerde bunu yeterince  kavrayamamaktadır. Belki de sadece biyokimya değil birçok temel bilim için bu durum söz konusu olabilir.

Şekil 1. Veteriner Biyokimya ve diğer biyokimya alanları arasındaki ilişki

Hayvan besleme, süt sığırcılığı, farmakoloji, hayvan fizyolojisi ve genetiği, mikrobiyoloji, klinik patoloji, klinik bilimler ve daha birçok alanda çalışmayı isteyen herhangi bir veteriner hekim veya veteriner hekim adayı iyi bir biyokimya bilgisi ile daha başarılı olabileceğini bilmelidir. Biyokimya bilgisinden zengin bir hekim veya hekim adayı adı geçen alanların ince detaylarını hem lisans hem de yüksek lisans sırasında veya iş hayatındayken kavramakta ve daha derin bilgileri özümsemede şüphesiz ki bir adım önde olacaktır.

Veteriner Fakültelerinde lisans eğitimi sırasında temel biyokimya bilgisinin öğrenilmesi gereklidir. Birçok veteriner fakültesinde bu, bir akademik yılda 2 dönem olacak şekilde yapılmaktadır; Biyokimya I ve II dersleri olarak, çoğunlukla da 2. sınıfın güz ve bahar dönemlerinde. Bunun dışında tamamlayıcı ve hazırlık olması amacıyla 1. sınıfta Organik Kimya dersleri, klinik bilimler öncesi de 3.sınıfta Klinik Biyokimya dersleri verilmektedir. Klinik Biyokimya dersi bazı fakültelerde Fizyopatoloji adı ile verilmekte, bazı fakültelerde ise böyle bir ders okutulmamaktadır.

Biyokimya dersinin temel amacı veteriner hekimliği öğrencilerine canlıların temel yapı taşlarını oluşturan ve canlılığın sürdürülmesinde gerekli olan protein, karbonhidrat, lipit gibi organik bileşiklerle birlikte yaşamsal önem taşıyan nükleik asitler, enzimler, mineraller, vitaminler ve hormonların canlı metabolizmanın işleyişindeki rolleri, hayvanların sağlık ve hastalık durumlarında gerçekleşen biyokimyasal olayların ve değişimlerin, hayvan yetiştiriciliğinin biyokimyasal yönleri ve biyokimyasal laboratuvar testlerinin öneminin anlaşılmasını sağlamaktır. İşte bu amaç için biyokimya anabilim dalı özenle çalışmakta ve ders müfredatlarını en güncel bilgiler ve eğitim teknikleri ışığında hazırlamaktadır.

Biyokimya bilgisi veteriner hekimliğinde belki de en çok klinisyen hekimlere yardımcı olmaktadır. Köpeklerde diabetes mellitus vakasını tanımlayabilmek, tedavi kararı ve süreci izleyebilmek için ara metabolizma, endokrin kontrol, klinik ve beslenme kimyası konuları kapsamlı bir şekilde ele alınmalı ve değerlendirilmelidir. Nefritisli bir köpek hakkında tartışırken sıvı-elektrolit ve asit-baz dengesi, kimyasal tampon sistemler, membran transport sistemi ve temel gaz yasaları ele alınacaktır ve bu dengenin hücresel ve organ düzeyinde biyokimyasal mekanizmaları bilinmeden yapılamaz. Bir ketozis olgusunda karbonhidrat metabolizmasının; bir süt humması olgusunda hormon ve mineral metabolizmasının derinliklerine inilebilmelidir. Bir buzağıda tespit edilen ikterus durumunda porfirin metabolizması ve enzim kinetikleri akla gelmelidir. Bir karaciğer yetmezliğinde metabolik değişimler, diğer organ ve sistemlere etkisi değerlendirilmelidir. Bir kalp infarktüsünde kalp kasındaki metabolik süreçler ve izoenzimler düşünülmelidir. Bu değerlendirmeleri yapabilmek, neden-sonuç ilişkisini doğru şekilde kurabilmek için biyokimya bilgisi olmazsa olmazdır.

Biyokimya aynı zamanda tek başına majör bir disiplin değil, diğer alanlarda da öğrenciler için minör bir konu başlığıdır. Diğer bilim dalları müfredatı içerisinde de mutlaka küçük düzeyde biyokimya görülmekte veya ilgili biyokimya konularının hatırlanması gerekmektedir (Tablo 1). Bu, öğrencilerin sadece lisans düzeyinde değil, uzmanlık ve doktora düzeyinde de karşısına çıkmaktadır.

Tablo 1. Bazı bilim dallarının kapsamı içinde yer alan küçük biyokimya konuları

Bilim Dalı Biyokimya Konusu
Histoloji Hücrelerin biyokimyasal morfolojisi, hücre yüzeyi, histokimya, hücre bölünmesi ve farklılaşmasının biyokimyası
Fizyoloji Bazıları fizyolojinin yarısının biyokimya olduğunu söyler
Genetik Biyokimyasal genetik
Mikrobiyoloji, Viroloji Mikrobiyel biyokimya, virüslerin moleküler biyolojisi, protein sentezi, immunokimya
Parazitoloji Parazitlerin biyokimyası ve parazitizm
Farmakoloji, Toksikoloji Reseptörler, nörokimya, enzim kinetikleri, biyokimyasal toksikoloji, ilaç-hücre etkileşimleri, Metabolik problemlerin biyokimyasal tabanı
Patoloji Hücre metabolizmasının patolojik kimyası; enflamasyon, alerji, klinik patoloji/kimya
Hayvan Besleme Mikro ve makro besinlerin biyokimyasal fonksiyonları, malnutrisyonun hücresel etkileri, rumen biyokimyası
Süt Sığırı Yetiştiriciliği Süt sığırlarının endokrinolojisi, geçiş dönemi, metabolik problemler (ketozis, süt humması vs.)
İç Hastalıkları Hastalıkların patofizyolojisi, klinik biyokimya parametrelerinin değerlendirilmesi, endokrinopatilerin mekanizması
Doğum ve Jinekoloji-Suni Tohumlama ve Androloji  Çiftlik ve evcil dişi ve erkek hayvanların endokrinolojisi, semen biyokimyası, uterus metabolizması, hormon etki mekanizması

“Biyokimya aynı zamanda araştırma faaliyetlerinin merkezinde yer alır.” cümlesini kursak doğru bir tespit yaparız. Bir eğitim kurumunda araştırma faaliyetleri yürütülmüyorsa “Üniversite” kavramını kullanamayız. Dolayısı ile bir biyokimyacı sadece ders veren bir eğitimci değil aynı zamanda da araştırmacı olmalı ve bilgi üretmelidir. Sağlık alanındaki bilimsel makaleler incelenecek olursa neredeyse biyokimyanın yer almadığı bir makale bulmak güçtür. Özellikle etki değeri yüksek veteriner hekimliği veya hayvan sağlığı dergilerinde biyokimyanın gerek temelde gerekse ikincil pozisyonda yer aldığı makaleler en fazla dikkati çekmekte ve atıf almaktadır. Bu atıflar sadece veteriner alanından değil tıp, eczacılık gibi diğer alanlardan da yapılmaktadır. Bu da veteriner hekimliğinde biyokimyanın pozisyonunun ne derece önemli olduğunun ayrı bir göstergesidir.

Sonuç olarak, veteriner hekim olma yolunda ilerlerken biyokimya derslerine gereken önemin verilmesi ve en yüksek düzeyde öğrenilmesi hedefi ile çalışılmalıdır. Benzer durum uzmanlık ve doktora eğitimi için de geçerlidir. Arzuladığınız, hedefiniz olan veteriner hekimi ünvanı için bu dersin anlaşılması gerekliliğini asla unutmayınız.

 


Bu yazı “Krishnaraj R. 1979. The Place of Biochemistry in Veterinary Education and Research. Biochemical Education, 7(1): 11-12” isimli makalenin özeti üzerinden günümüz koşullarına uyarlanarak hazırlanmıştır.

Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı’nın ev sahipliği yaptığı II. Uluslararası ve XVI. Ulusal Veteriner Cerrahi Kongresi gerçekleştirildi.

2018 Veteriner Cerrahi Kongresi

20-23 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen kongre kapsamında küçük hayvan, büyük hayvan, at ve egzotik hayvan cerrahisi alanında çağrılı ve sözlü bildiriler ile poster oturumları gerçekleştirildi.

Başta Türkiye Cumhuriyeti olmak diğer ülkelerden de çok sayıda katılımcının ilgi gösterdiği kongre süresince birçok araştırma sonucu, yenilikçi uygulamalar ve yaklaşımlar paylaşılarak tartışıldı.

Biyokimya.Vet editörü ve YDÜ Veteriner Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan SAYINER’ inde araştırıcı olarak yer aldığı “Bir köpekte limbal kök hücre yetmezliği tanısında korneal impresyon sitolojisi” isimli çalışma Cerrahi Anabilim Dalı araştırma görevlisi Veteriner Hekim Süleyman ÖZDEMİR tarafından sözlü bildiri; “İki köpekte Cushing hastalığına bağlı korneal lipidozis” isimli çalışma ise Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Veteriner Hekim Çağrı GÜLTEKİN tarafından poster bildirisi şeklinde sunulmuştur.

Kongreye ait diğer bilgilere http://www.veterinercerrahi2018.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

“Veteriner Klinik Laboratuvarlarında Pre-Analitik Süreç” isimli makale yayınlandı.

header_pre_analytical_review

The Team‘den Serkan SAYINER’in baş yazar olduğu  Veteriner Klinik Laboratuvarlarında Pre-Analitik Süreç” isimli makale yayınlandı.

Veteriner klinik laboratuvarlarında pre-analitik evreye ait hata kaynakları ile ilgili en güncel bilgilerin aktarılması amacıyla hazırlanan ve derleme niteliğinde olan makale Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi‘ nin 2018 ilk sayısında yayınlandı (Cilt 15, Sayı 1, Sayfalar 68 – 76).

Özellikle laboratuvar alanında çalışanlar veya bu alana ilgi duyanlar için faydalı bir kaynak olacağı kanısındayız. Makaleye derginin internet sayfası üzerinden kolaylıkla erişebilirsiniz.

abstract