SIĞIRLARDA PEMBE GÖZ HASTALIĞI; Hastalık etkeni mikroorganizma çeşidi olan Moraxella bovis’ dir. Bir hayvandan başka bir hayvana sinekler aracılığıyla bulaşır. Moraxella bovis enfeksiyonları genellikle yazın görülür. Güneş ışığı hastalık etkeni olan mikroorganizmanın enzim aktivitesini artırır (Saucedo ve ark., 2019).
Ultraviyole radyasyonun hayvanlar üzerinde ki faydalı etkileri
Güneş radyasyonunun temel faydalarından biri, bazı homeotermik hayvanların metabolizma için uygun iç vücut sıcaklığını korumasına izin vermesidir. Bunun yanında D vitamini metabolizmasını sağlamaktır, aslında yetersiz maruz kalma D vitamini eksikliğine yol açabilir. Bu, kemik bakımında ve büyümenin düzenlenmesinde hayati bir işlev olan kalsiyumun (ve daha az ölçüde fosfor) emilimini, taşınmasını ve birikmesini kontrol etmek için günlük olarak üretildiğinden, kırık riskini artırarak iskelet sistemi üzerinde anında etkileri olabilir (Saucedo ve ark., 2019).
D vitamini ayrıca hormonal işleyiş, organ gelişimi ve embriyogenez için gereklidir. UV-B radyasyonu, D vitamini sentezinde yer alan fotokimyasal süreçler için gerekli olduğundan hayvan sağlığı için önemlidir. Başka bir deyişle, hayvanlar yeterli bir diyet alsalar ve optimum bir sıcaklıkta olsalar bile, D vitamini üretimi için gerekli radyasyon sağlanmadıysa birçok besini doğru bir şekilde birleştiremeyeceklerdir (Saucedo ve ark., 2019).
UV, kuşlar, balıklar, böcekler, örümcekler ve diğer taksonlarda eş seçimi ve gıda kaynaklarının konumu dahil olmak üzere kritik yaşam süreçleri için çok çeşitli omurgasızlar ve omurgalılar tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Bazı omurgasızlar, doğal koşullar altında özellikle UV-B radyasyonunu tespit edebilir ve bunlara yanıt verebilir (Bornman ve ark., 2015).
Küresel ısınmayla beraberinde gelen sorunları belirtirsek; Küresel ısınmanın en belirgin etkileri kutuplarda görülmektedir. Bu soruna bağlı olarak yaşamlarını sürdüren su altı diatomları, ayıbalıkları, kutup ayıları ve mors gibi canlılar için sorun yaratacaktır. Ayrıca, buzulların erimesiyle meydana gelecek deniz suyu seviyesindeki yükselmeler taşkınlara, erozyona ve artan sediment taşınımına neden olacaktır. Küresel ısınma yaban hayatını da olumsuz etkilemektedir (Bornman ve ark., 2015).
Çevre kirlenmesini iki tipe ayırabiliriz;
Birinci tip kirlenme: Kendi kendine ya da biyolojik olarak zararsız hale gelen maddelerin oluşturduğu kirliliktir. Hayvanların dışkıları, besin artıkları, bitki kalıntıları ve hayvan ölüleri gibi maddeler birinci tip kirlenmeyi oluşturur. Kısa süre de kolayca yok olan maddelere ortaya çıkardığı kirliliğe geçici kirlilik denir.
İkinci tip kirlenme: Kendi kendine ya da biyolojik olarak kaybolmayan çok uzun yıllar içinde yok olan maddeler sonucu oluşan kirliliktir. Neden olan materyaller; deterjan, plastik, radyasyon, böcek öldürücüler, tarım ilaçları vb. ikinci tip kirlenmedir. Bitkilerin ve hayvanların vücuduna da katılan ikinci kirlenme diğer bir deyişle kalıcı kirlenme besin zincirinin en son halkası olan insanların yaşamını da tehlikeye sokmaktadır (Anonim 2, 2017).
Ozonun mikotoksinlere olan etkisi
Yem hammaddeleri, yetiştirme, hasat, işleme ve depolama sırasında herhangi bir zamanda bakteri ve mantarlarla kirlenebilirler. Mikotoksinler, toksik etki gösteren bazı küf mantarları tarafından üretilmekle birlikte, insan ve hayvanlar tarafından alındıkları zaman, latent, kronik veya akut zehirlenmelere yol açan kimyasal maddeler veya metabolitlerdir (Çelik, 2019).
Kanatlı yemlerindeki mikrobiyal faaliyetler nedeniyle oluşan küf ve mantar kontaminasyonları, yemin kalitatif ve kantitatif kalitesini belirleyen en önemli konulardan biridir. Mikrobiyal kontaminasyon, kuru madde ve besin maddelerinin azaltılması, küflü veya ekşi kokulara neden olması ve yemlerin topaklanması gibi sayısız yolla da yem kalitesini olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Yem ve gıdaların yüzeylerinde veya tamamına kontamine olan mikroorganizmalar, ürünlerin besin kalitesini bozar ve ayrıca insan ve hayvan sağlığı için tehlikeli olan metabolitler (mikotoksinler) üretir. Bunların kanserojen ve immünosüpresif özellikler gösterdiği ve hem insanlarda hem de hayvanlarda çeşitli fizyolojik bozukluklara neden olduğu bilinmektedir (Çelik, 2019).
Kanatlı hayvanların mikotoksinlere maruz bırakılması, öncelikle kontamine mısır, tahıl veya diğer yem bileşenlerinin tüketilmesi ile oluşur. Biyolojik ve kimyasal koruma, yemin işlenmesi ve depolamadaki koruyucu önlemlere rağmen, mikotoksin kontaminasyonu yemdeki varlığını devam ettirerek, yem endüstrisi için hala ciddi bir sorun olmaya ve yem tedarik güvenliği için süregelen bir risk oluşturmaya devam etmektedir (Çelik, 2019).
Yemlerde mikotoksinleri etkisiz hale getirmek ve mantar kontaminasyonunu ortadan kaldırmadaki etkinlikleri ile bağlantılı olarak çeşitli kimyasal işlemler incelenmiştir. Bununla birlikte, kullanılan bu kimyasalların çoğu, toksik kalıntı bırakmalarının yanı sıra kanserojen özelliklere sahiptir (Çelik, 2019).
Ozon, mantar büyümesini kontrol etmek ve mikotoksin bulaşmasını azaltmak için etkili bir şekilde kullanılabilmektedir (Çelik, 2019).
Sonuç
Bu yazıda atmosferik ozonun hayvanlar üzerinde ve dünya üzerinde olan büyük ve etkili nedenlerini açıklamaya; karbondioksitin yaşamımız ve hayvan sağlığı için fark edilmese de ne kadar önem arz eddiğini vurgulamaya çalıştım. Ek olarak yapılan çalışmalar doğrultusunda, hayvan barınaklarının başta olan kirletici gazları ile birlikte, partiküler madde, uçucu organik bileşikler ve endotoksinler vb. gibi birçok farklı konularda kirleticilerin atmosfere salındığı da gösterilmiştir. Hayvansal üretim birtakım kirleticilerin temel kaynağını oluşturmaktadır.